Şişmanlığa Çözümler
Çağımız toplumlarının yaşam şartları içinde önemli bir sorun haline gelen şişmanlıktan birçok insan yakınmaktadır. İdeal yaşama tarzı, bilimsel beslenme biçimi ve, spor i1e birleşince, masrafsız, akla ve mantığa uygun, külfetsiz, basit ve fıtri olduğu için bizi yormayan bir yöntemin karşımıza çıktığını göreceğiz. Tabii burada e1e alacağımız, hormonal, bezelere bağlı, fizyolojik bir hastalıktan ötürü değil, sadece çok ve yanlış beslenmeye karşılık az hareketin oluşturduğu yağ dokusu fazlalığının giderilmesidir. "İyiliklerin başı açlıktır. Kötülüklerin başı tokluktur.” Prensibi faydaları bugün bilimce de ispatlanmış gerçeklerdir. Buradaki en önemli husus "Gevşemeyin, üzülmeyin,
inanmışsanız mutlaka en üstünsünüzdür." Düsturu doğrultusunda başarının ve müspet bir sonuç elde etmenin birinci şartının, işin başarılacağına olan inanç olduğunu aklımızda tutmaktır. O halde ilk yapılacak hareket önce aşağıdaki cetvele göre konumumuzu saptamak ve sonra da fiiliyata geçmektir. Bu cetveldeki kiloların 7 kg üstü maksimum sınırdır ve fazlası şişmanlık sayılır.
ERKEK
B o y I-60 1-65 I-70 1-75 1-80
Yaş
15 52-2 55-3 58-9 62-6 68-9
20 56-7 59-9 63-5 67-1 73-2
30 61-7 63-5 67-I 70-7 75-5
40 63-9 65-8 69-4 73-9 78-9
KADIN
Boy 1-52 I-55 1-60 1-65 1-70
Yaş
15 45-8 46-7 48-1 49-4 52-2
20 48-1 48-9 50-8 52-6 55-3
3Q 50-8 51-7 53-5 55-3 57-6 40 53-9 54-9 56-7 58-5 61-2
Normal kiloyu gösteren bir diğer formül de şudur:
Boy x Göğüs genişliği = Ağırlık 240
Bunun % 15 fazlalıktan sonrası şişmanlık sayılır. Bu izahattan sonra ana hedef öncelikle normal kilomuza düşmek daha sonra onu korumaktır. Bazı insanlar çok yer ve kilo almaz, bazıları ise aynı hareketi yaptığı halde az yeseler de kilo alırlar. Aynı şekilde bazı kimseler sıkı bir rejim yapıp kilo verdikten sonra biraz gevşetince tekrar ilk başladıkları yere dönerler. Buradaki ipucu alınan gıdaların niceliğinde değil niteliğindedir. Çağımızın beslenme anlayışı, insan bünyesine uygun doğal gıdaları bir kenara iterek, yerine reklam ve ambalajla satılan hiçbir besin değeri olmayan ve vücuda zarar veren rafine diye de isimlendirdiğimiz gıdaları bize sunmaktadır. Kepek ve lif de içermeyen bu gıdaları öncelikle tanımamızda fayda vardır. Bunların başında en temel besinimiz "buğday" gelir. Bilimsel verilerce de belirtilen yol, buğdayın ve diğer tahılların ekmek ya da diğer unlu mamullerde kepeğiyle kullanılması gerekliliğidir. Aynı şekilde kepeği alınan beyaz pirinç de vücudu yoran, pekliğe yol açan ve şişmanlatan bir maddedir ve tüketilmesi gereken pirinç kepekli olanıdır. Konserveler, turşular veya renkli meşrubatlar, çay, kahve gibi uyarıcı gıdalarla kimyasal işlem gören sirke, salça, hazır çorba vb. gıdalar vücudu yorar ve şişmanlığa zemin hazırlayan gıdalardır. Bir diğer husus ise çeşitli kimyasal işlemlerle beyaz hale getirilen şekerdir. Şeker en doğal haliyle meyveler, sebzeler, tahıllar ve bakliyatlarda bulunur. Beyaz şeker ve bundan yapılan her gıda vücuda yabancı, ölü besinler olduğu için; kek, dondurma, şekerleme, lokum, reçel, çikolata, pasta vb. gıdalardan da kaçınılmalıdır. Tereyağ, margarin, sıvı yağlar da kilo aldırıcı, sindirim sistemine zarar verici gıdalardandır. Sızma, doğal yağlar en iyi alternatiftir. Zayıflama sürecınde en çok dikkat edilecek bir diğer husus da tuzdan kaçınmaktır. Unutmamak gerekir ki 1 gram tuz vücutta 120 gram su tutar. Yine de tuz kullanacaksak kimyasal işlemler görmüş beyaz tuz değil doğal tuz olmalıdır. Diyet boyunca ise protein ihtiyacımızı az yağlı süt ürünleri veya özellikle soya ve ürünleriyle karşılamalıyız. Unutmamak gerekir ki en yağsız bir biftek dahi % 40 yağ içerir.Bildiğimiz gibi şişmanlığın zararları, ömrü kısaltması, kalp ve şeker hastalıklarında yüksek ölüm riski, tansiyon yüksekliği, varis, plebit, safra ve böbrek taşı, üre yükselmesi, dolaşım yetersizliğinden dolayı romatizma gibi bir çok hastalığa sebep olmasıdır. Özellikle sağlığımız için şişmanlığı bir hastalık olarak ele almalı ve ortadan kaldırmaya çalışmalıyız. Şişmanlığın çözümü özetle bir elmanın iki yarısını oluşturan iki ana unsurdan ibarettir:
58 59
1) Şimdiye kadar gördüğümüz fıtratımıza uygun doğal gıdaları seçmek,
2) Hareketi artırmak (kilo vermek için).
Beslenme biçimi zayıflama öncesi ve sonrası olarak ikiye ayrılabilir. Aşağıda minimum dozda ve sadece zayıflama sürecinde uygulanacak menü sunulmuştur. Bu miktara zamanla ve yavaş yavaş düşülmesi önemlidir:
SABAH (7.00-9.00) = 2 dilim kepek ekmek (veya 1 avuç haşlanmış buğday)1 parmak kalınlığında yağsız beyaz peynir+3 zeytin
(10.00-11.00) = 1-2 bardak şekersiz ıhlamur veya herhangi bir bitkise1 çay.
ÖĞLE / AKŞAM: I tabak bulgur veya kepekli pirinç veya 2 dilim kepekli ekmek + 200 gr. yağsız yoğurt veya I00 gr. soya fasulyesi + 1 tabak sebze yemeği + meyve ya da salata.
Akşam yemekleri, yatmadan en az 1 saat önce yenmeli, yedikten sonra ev içinde iki-üç yüz adım atmalı ve hareket vasıtasıyla yemekler eritilmelidir. Bütün gerekli vitamin + mineral + karbonhidrat + yağ ve suyu içeren bu diyet tüm zayıflama sürecinde uygulanarak, vücudumuzu ve sinirlerimizi yıpratmadan ideal kilomuza bizi ulaştıracakır. Meyve ve salatalarımızdaki tercihi şu listeye göre yapabiliriz. İdrar söktürücü ve kilo aldırmayıcı gıdalar: salatalık, hindiba, armut, kiraz, şeftali, limon, üzüm, kuşkonmaz, patlıcan, soğan, maydonoz, şalgam. Kilo aldırıcı ve iştah açıcı gıdalar: domates, havuç, elma, süt, mısır, pancar, marul, kabak, kuru yemişler.Kilo verirken ve gıdayı azaltırken vücut ve mide asitlenir. Bu yüzden yemek aralarında acıkma olursa mide asidini bastırmak için limonlu su veya soda içebiliriz, Limonun tadı asit kendi alkalidir ve mide asidini bertaraf eder. Zayıflama sürecinde gıdalar (3-4 dakika) içinde kana karışan bal sizi çok çabuk zindeleştirir.
2) Hareketi artırma: Günümüz yaşam biçimi bize TV karşısında atıştırmayı önererek,. gıda tüketimini insan yaşamını idame ettirmek için değil, nefsi tatmin edip, mideyi doldurarak yormak olduğunu empoze ederken, gerek zihinsel gerekse bedensel hareketten kaçınmayı emretmektedir. Bunun sonucu da dünyanın en şişman kişilerinin A.B.D. A1manya vb. ileri diye adlandırılan ülkelerde bulunmasıdır. Oysa kilo vermenin tek yolu hareketten geçer. Ülke koşullarında en pratik spor yürümektir. Sabah ve akşam gibi güneşin az olduğu ve rahatsız etmeyeceği zamanlar tercih edilmelidir. Aşağıda ne kadar yürüyüş veya koşuyla ne kadar zamanda kilo vereceğinizi görebilirsiniz:
3 saat yürüyüş: 16 km: 500 gram
1,5 saat koşu: 16 km: 1,300 gram
Bu liste herkes için geçerli denenmiş bir uygulamadır. Bu kondisyona 2 hafta içinde girilebilir. Öncelikle 1-1,5 saatle başlanıp {haftada 3-4 gün), sonra tercihen arttırılarak bu kondisyon sağlanır. Belli bir mesafe saptandıktan sonra (10-15 durak arası) bu mesafe dinlenerek yürünse de sonuçta 500 gram verilir. Yürüyüşler sonrası (I-2 ay sonra) insan koşuya da geçebilir. Unutmamak lazımdır ki fiziksel yorgunluk bir gün dinlenmeyle hemen geçer ve vücut kendini toparlar, bu yüzden hareketten kaçınmamalı fakat ölçülü olmak lazımdır. Aşağıda vasati bir program sunulmuştur. İsteyen arzusuna göre zamanları ayarlayabilir.
İlk ay toplam verilen kilo için
1. Hafta : 4 gün x 1 saat yürüyüş =600 gr.
2. hafta : 4 gün x 1,5 saat yürüyüş=1300 gr.
3. hafta : 4 gün x 2 saat yürüyüş=1700 gr.
4. hafta : 4 gün x 2,5 saat yürüyüş=1900 gr.
İlk ay toplam verilen kilo ortalama = 5500 gr.
İkinci ay ve müteakip aylar : 1. hafta =4 gün x 3 saat =
T.V.K. 2000 gr.
Aylık verilen kilo = 8 kg
Bu tempo sonrası isterseniz koşuya yada mesafeyi uzatmaya geçebilirsiniz. Bu hareket çizelgesi ve dengeli beslenme iIe istediğiniz kadar kilo verebilirsiniz.
Yürüyüşler esnasında naylon yada terletici birşey giyilmemelidir, çünkü amaç yağ kaybetmektir ki bu ancak enerji harcayarak olur. Diğeri su kaybı olur ki vücut o suyu hemen geri alır ve yorulduğu yanına kalır. Zaten kilo vermenin vereceği zindelik ve hafiflik sizi her geçen gün daha rahatlatacaktır. Kilo istenilen düzeye getirildiği an beslenme normal düzeye getirilse de yani biraz artırılsa da normal günlük hareketler kilo almaya fırsat verdirmez veya çok az bir kilo alınabilir ama asla aşırı olmaz. Bu kilo artışı da günlük jimmastikle telafi edilebilir. Açlık hissini gideren haplar, müshiller, hormon tedavileri, zayıflatıcı diye satılan ve içinde ne olduğunu bilmediğimiz gıdaIar, saunalar, ameliyatlar hep ikinci derecede ve palyatif çözümler olarak bizleri yorar, gördüğümüz gibi en akılcı yo1 vücuda istediğini vererek zinde, sağlıklı ve hafif olmaktır.