HERKESE SELAMLAR - Kanseri Yenmek
  ANA SAYFA
  E DEVLET REHBERi
  ASTORONOMi
  CANLI TV VE RADYO
  DiN VE iNANCLAR
  OTOMOBiL
  SAGLIK
  => iNSAN KLONLAMA
  => Ruh Sagligi
  => Gida Kulturumuz
  => Sismanliga Cozümler
  => Uzun Omrun Sirlari
  => Bitkisel Altin Soya
  => Dis Curumeleri
  => Kilo Hesaplayicisi
  => Kanseri Yenmek
  => Sigaradan Kurtulmak
  HUKUK
  SiNOP
  SAYAC
  FORUM
  RESMi GAZETE



Kanseri Yenmek

(Kanseri yenmiş insanların ortak stratejileri)

Çağımızın esrarengiz hastalığı kanser batı dünyasında hızla artış gösterdiği için büyük araştırmaların sebebidir. Kanserin gelişimi, oluşumu hakkında bir çok kitap ve yazı vardır. Bir diğer yandan kanseri yenen insanlar vardır. Bu araştırmada bulacaklarınız kanseri yenen insanların ortak stratejilerinin nakledilmesidir.Yöntemler mümkün olduğunca basit, günlük hayatta rahatça uygulanabilecek, akla ve mantığa aykırı olmayan ve özde sadece gıda sisteminin değiştirilmesini önermekte olan bir içeriğe sahiptir. Bir anlamda doğal bir kemoterapi olan bu yöntem tıbbın babası Hipokrat’ın "Aldığın besin ilacın, aldığın ilaç da besinin olsun."deyişinden kaynaklanmakta. Kanserle savaşımda sadece Tıp değil, Besin Kimyası, Biokimya, Şifalı bitkiler, Gıda Üretim Teknolojisi, Alternatif Tıp ve Gıda Piyasasını da bilmenin ve bir bütün içinde uygulamanın lüzumunu ilerleyen kısımlarda göreceksiniz. Konuyu biraz daha açarsak, Tıpta uygıılanan klasik kemoterapi+fizyoterapi+cerrahi üçlüsüne ilaveten besinlerin içeriği, biokimyası itibariyle kanseri iyileştirmede etkinlik gösteren fakat henüz tıp literatürüne girmeyen bazı bitkiler, çağdaş beslenmemizi oluşturan gıdaların nasıl üretildiği ve ne gibi katkı maddelerinin kullanıldığı ve alternatifleri olan doğal gıdaları nasıl ve nereden temin edebileceğimizi de bilmemiz gerekiyor. Japonların 30 sene önce tıp kongrelerinde sundukları bu yöntem, o zamanlar' "Samurai'lar zamanından kalma" kocakarı ilaçları diye alaya alınırken bugün ABD'de "Immune Nutrition" adı altında ön plana geçmiş durumda. Kansere yolaçan etkenleri yoketmek ve iyileştirici maddelere ağırlık vermek başlıkları altında toplanan bu yöntem kanserle mücadelede sadece ve kesinlikle irade+akıl+bilim+inanca dayanan bir usul önermektedir. Böylesine komple savaşım gerektiren bu hastalıkta "Kanserin ilacı bulundu"(kanser riskini azalt
an ve tümörlerin küçülmesini sağlayan ilaçlar bulunabilir ama kansere sebep olan etmenler kaldırılmaz hatta sürdürülürse ne yarar sağlayacaktır?) veya "Şu köydeki bu bitki, su veya adam kanseri iyileştiriyor" gibi haberlerin ne kadar havada kaldığını, sansasyona ve umut sömürüsüne yönelik olduğunu asla unutmayalım.

KANSER NEDİR?

Kısaca vücut hücrelerinin isyanı olarak nitelendirilebilecek Kansere sebep olan olay· (normalde) bölünerek çoğalan ve bir görevi olan hücrelerin yerine yine bölünerek çoğalan fakat bir görevi olmayan hücrelerin oluşmasıdır. Bu hücreler zamanla (genelde) etrafındaki normal hücreleri sıkıştırarak büyümeye başlar. Bir yerde büyiyen tümör ameliyatla çıkarılabilir veya başka şekilde (fizyoterapi ile) tedavi edilebilir fakat bu hücreler kan dolaşımı veya lenf kanallarını yırtarak girerse dolaşım sebebiyle vücudun başka yerlerinde de ortaya çıkabilir (“Sıçrama" denilen olgu). Kanser hücresinde gelişme çabuk olur ve hücrelerin artmasıyla ortaya gelen tümör, içinde geliştiği organı tahrip eder. Genelde görülen kanserin Tıbbi açıklaması budur.

ÇÖZÜM NE OLABİLİR?

Devamlı pipo içenlerde görülen dil, sigara içenlerde akciğer, gırtlak gibi tahrişe dayalı (sanayi. boyaları, egzozlar, fabrika baca dumanı, vb.) kanser vakaları haricindeki kanservakalarında, kendini iyileştiren insanların orta olarak uyguladıkları yöntem dışarıdan giren maddeleri, diğer bir deyişle "Gıda sistemlerini" değiştirmektir. (Bu yöntem üstteki vakalarda da kısmen işe yarayacaktır.) Kanserin geçmişte az, günümüzde çok. gelişmiş ülkeIerde fazla, teknoloji girmeyen yerlerde az, kentlerde çok, kırsal kesimlerde az olmasının sebebini de incelersek karşımıza yine beslenme alışkanlıklarının çıktıklarını görüyoruz. Vücudun çalışma prensibi hücrelerin "yenilenmesi-ölümü-tekrar yenilenmesi" mekanizmasıdır. Bunun oluşumu ise doğadan alınan (gıdalarla) vitamin-mineral-proteinlerle oluşur. Normal hücrelerin ihtiyacına cevap vermeyen gıdalar (rafine) vitamin-mineralden yoksun olduğu için vücutta bu anormal (kanserojen) hücreleri oluşturur. Bu anormal hücre gelişimini engellemek ise rafine gıdaları kesip vücuda doğal ihtiyacını vermekle olur.[Genelde kanserin belli bir yaştan (45) sonra görülmesinin sebebi mineral eksikliğinin bu devrede patlak vermesindendir.] Bu şekilde kanseri yenen birçok,insan mevcuttur.

GIDALARIMIZ VE BİZ

İnsanların hayatlarını idame ettirebilmeleri için birtakım temel gıda maddelerine ihtiyaçları vardır.Bunlar proteinler, vitaminler, mineraller, yağlar, karbonhidratlar ve sudur. Vücut yenilenme, tamir, bedeni ve ussal faaliyetlerini bunları doğrudan alarak yerine getirir. İşte bu noktada özellikle günümüzde gıdaların doğru alınması gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Çünkü vücudumuzun doğal yapısı bunu emreder. Aynı şekilde sağlıklı ve uzun ömürlü kişi ve toplumlann ya da kendisinde kansere rastlanmayanların, bilinçli ya da bilinçsiz olarak yaptıkları budur. O zamanda ömümüze bir yol ayrımı çıkmaktadır.

Doğru beslenme nedir? Yanlış beslenme nedir?

DOĞRU VE YANLIŞ BESLENME NEDİR?

Çağımızda kanserin giderek yaygınlaşması, sanayice geIişmiş ülkelerde sıkça rastlanması (ABD'de ölüm olaylarının 1/6 sebebi) ya da birtakım insanlarda bu hastalığın olup birtakım insanlarda olmaması tesadüfe bağlanamaz. Muhakkak ki kansere yol açan ortak şartlar, etkenler vardır (çevresel, gıdasal, vb). Üstteki durumlardaki ortak etkenlerin en önde gelenleri ise rafine gıdalar ve hayvansal ürünlerdir. Doğallığını yitirıniş gıdalar (rafine gıdalar) ve hayvani gıdalar (et, tavuk, balık, vb.)ın aşırı tüketimi kanser hastası olan kişi ve toplumları, olmayanlardan ayıran başlıca etkenlerdir.

İNSANIN GIDA İHTİYACI NEDİR?

İnsanın günlük gıda ihtiyacı birçok araştırmalarla belirlenıniş, çizelgeler halinde sunulmuştur. Mesela orta aktif bir insanda günde 3.000 kalori, belli ölçülerde kalsiyum, fosfor, demir vb. mineraller, A, B, C vb. vitaminler ve her insanın kilosu kadar gram protein (kg/g) lazımdır. Örneğin 70 kg'lık bir insanın 70 gr. protein. alması gerekir (1. sınıf proteinlere ilerde değineceğiz). Bunu bilimsel anlatımdan günlük hayata indirgersek her gün yenecek Örn. 1 elma (veya diğer meyveler)+1 soğan (sarmısak, pırasa vb.)+1 tabak bulgur (esmer pirinç, kepek ekmek)+1 tabak soya+yeşilliklerden oluşan bir salata (roka, tere, ısırgan, hindiba, ebegümeci, marul vb. insanın tüm ihtiyaçlarını karşılamaktadır. İleride bu detaylı ve günlük bir menü şeklinde belirtilecektir (Kanser hastalığındaki beslenme özellikle mineral+vitamin ağırlıklı olacaktır).

RAFİNE GIDALAR NELERDİR?

Görüldüğü gibi insan vücudu yaşamını özünde protein, vitamin, mineral, karbonhidrat, yağ ve su üzerinde kurmaktadır. Bunları içermeyen herhangi bir madde (gıda görünümünde de olsa) vücudu yoracak ve bozacaktır. Rafine gıdalar:

Beyaz undan yapılan her gıda: (börek, , makarna, beyaz ekmek, kek, pide, galeta, vb)

Sebebi: Buğdaydaki mineral oranının diğer tahıllara kıyasla insan bünyesindeki minerallerin oranına en yakın olduğunu görürüz. Kanserle savaşımda ise minerallere ağırlık verilmesi gerekliliğini gözönüne alırsak buğdaydan azami istifadenin nasıl olacağı sorusu . aklımıza gelir. Kepek ve tohumundan ayrılan ve çeşitli emulgatör, maya, tat ve kıvam geliştirici katkı maddeleriyle yapılan beyaz ekmekler ve unlu mamüller önemli miktarda vitamin ve mineralini yitirmiş, vücudu yoran, birçok hastalığa direkman veya dolaylı olarak neden olan bir madde haline dönüşmüştür. Buğdaydan en iyi faydalanma yolu tam buğday unu ile evde ekmek yapımı, bulgur olarak tüketimi veya filizlendirilerek kullanımıdır. Buğdayın doğru olarak tüketimi özellikle kanserde en önemli konulardan biridir.

Beyaz pirinç: Piyasadan aldığımız, kepeğinden ayrılan ve talkla cilalanıp parlatılan beyaz pirinç vitaminlerinin tümünü, madensel tuzlarının % 60'ını ve lipitlerinin %80'ini kaybedip vücudu yoran bir madde haline dönüşmüştür. Kanserde iyileşmeyi sağlayacak mineralleri ihtiva eden esmer doğal pirince artık bir takım aktarlar, marketler ve doğal gıda satan dükkanlarda rastlamak mümkündür.

Konserveler, turşular, hazır gıdalar (çorba, puding, salça, sirke vb): Besleyici nitelikleri çok düşük olan bu gıdaların, yapılan deneylerde vücuda girdiğinde vücut adeta bir saldırıya uğrayacakınış gibi akyuvarların artışına sebeb olduğu gözlemlenmiş, sebze, meyve ve su gibi doğal gıdaları alırken böyle bir olaya rastlanmamıştır. Bilimsel kaynaklar ise katkı maddeleriyle ilgili hayvan deneylerinden alınan bazı sonuçlarda E320, E132, E250-251 gibi bazı katkı maddelerinin yönetmeliklerinin gösterdiği ölçü üzerinde kullanıldığı vakit kansere yol açabileceğini belirtmektedir. Bu yüzden salça, konserve, sirke, çorba, vb. gıdaları zaman ayırarak evde üretmek en emniyetli yoldur.

Her türlü alkollü içki, meşrubat (diet dahil), çay, kahve, sigara, meyve suları: Vücutta, alkollü içki veya sigaranın en ufak miktarının bile çok büyük tahribatlara yol açtığı bilinen gerçek. Çay ve kahveyi ise yine uyarıcı ve toksik yönleriyle değerlendirirsek, vücutta bağışıklık sistemini etkilemesi sebebiyle kansere zemin hazırlayıcı maddeler olarak görebiliriz. Bu konuda ülkenin önde gelen üniversitelerinin Milli Prodüktivite Merkezi ile yürüttükleri çalışmalar da var. Vücudu yoran, çeşitti kimyasal maddeler içeren meşrubatlarda ise; İngiltere'nin en ciddi gazetelerinden The Times ve The Independent'da kansere ' yolaçan "Benzen" maddesinin bulunduğu belirtilmekte.Su, maden suları, şifalı bitki çayları ve meyveler bünyemize en uygun alternatifler.

Beyaz Şeker, beyaz tıız, bal: Beyaz şeker ve tuz çeşitli kimyasal işlemler sonucunda açık renklerine ve granüle hallerine kavuşurlarken piyasada satılan sahte ballara da dikkat etmemiz gerekir. Her gıdada, tahılda, sebze-meyvede, bakliyatta zaten vücudun kullanacağı şeker (karbonhidrat) bulunur ve bu şeker en ideal şekerdir. Kaya tuzu veya sanayi, deniz ya da doğal tuz adı altında satılan tuzlar ise insan kanındaki tuzun kimyasal bileşimine en çok benzeyen tıızlardır. Kanserde en çok kullanılan forınüllerden biri ise halis bala ilave edilen ısırgan tohumunun 10 gün bekletildikten sonra kullanımıdır.

Tereyağı, margarin, rafine sıvı yağlar: Çeşitli kimyasal işlemlerle preslenen, rengi ve kokusu giderilen rafine yağlar, margarinler ve kolesterol ihtiva eden hayvani yağları, kanserlilerin kullanmaması gerekiyor. Bakliyat, tahıl, zeytin, fındık, fıstık gibi yağlı tohumlar, az miktarda olan günlük yağ ihtiyacımızı zaten doğal olarak bünyelerinde barındırıyorlar.

Bakliyat: Hastalığın başlarında özellikle sebze yemeklerini (hatta mineral ve vitaminlerinden maksimum istifade etmek için çiğ olarak) tercih etmek ve bakliyatı haftada 3-4 öğünden fazla yememek en doğru davranış.

HAYVANİ GIDALAR BAHSİ

Kepekli ve lifli olmadığı için sindirim sistemine ağır gelmesi ve fazla üretim için yemlerde kullanılan kimyasal maddeler,hayvanlara verilen hormonlar ve ilaçlar eti oldukça sakıncalı hale getirmekte. Katrandaki "benzopyrene" maddesi hayvani yağlardaki kolesterolde mevcutken, kanseri yenen insanların ortak olarak yaptıkları şeyin eti bırakmak olduğunu gözlemliyoruz. Insan vücuduna lazım olan 8 esansiyel amino asidi içeren l.sınıf proteinler az yağlı süt ürünleri (peynir, yoğurt vb) veya soyadan sağlanmalı, özellikle soyanın içerdiği Genistein ve Daidzein adlı antioksidanlar ve isoflavonlar göğüs, göden, akciğer, prostat, deri ve kan kanserini, kısaca her tip kanser oluşumunu engelliyor.

KANSERDE İDEAL BESLENME

Bu beslenme biçimiyle (kanserin vücuttaki bulunma oranına göre) 3-4 ay içinde vücut çok kuvvetlenecek (mineral+vitaminler) sayesinde, hastalığı ya yenecek ya da yenme yoluna girecektir.

SABAH [07.00-09.00):

1- Özellikle yeşil bir salata (ısırgan, tere, marul, ebegümeci, roka, vb. biri veya birkaçı) + sızma zeytinyağı + doğal tuz + limon,

2- Tam buğdaydan katkısız olarak yapılmış ekmek + az yağlı yoğurt veya az yağlı beyaz peynir (süt üıünleri yerine soya sütü ve ürünleri temin edilebilirse, daha idealdir),

3- Özellikle elma (ya da herhangi bir meyve),

4- Soğan veya sarımsak.

KUŞLUK [10:00-11.00), İKİNDİ (15.00-16.00), YATSI (21.00-22.00): Bunlardan biri ya da birkaçı, 4-5 kuru incir, 4-5 kuru kayısı.6-7 kestane,3-4 hurma,1 avuç kuru üzüm,1 avuç çimlenmiş buğday,1 havuç, 1 tabak limonlu maydonoz.

ÖĞLE - AKŞAM 

1- Yemekten önce kahvaltıdaki gibi bir salata (kırmızı pancar ilavesi tercih edilir),

2- Yemek olarak sebze (ıspanak- kabak- pırasa-kereviz vb),

3- Haftada 3-4 öğünü geçmeyen bakliyat,

4- Yemekte veya yemek arasında 1 tabak soya (200-250 gr) veya yoğurt (200-250 gr).

Kanseri yenen kişilerin yediklerini incelersek genelde Demir, Potasyum, Kükürt, Manganez, Magnezynum gibi nıineral ağırlıklı olduğunu göreceğiz. Yukarıda belirtilen gıda sistemi de bunlar gözönüne alınarak hazırlanmıştır.

DİĞER ÖNEMLİ MADDELER

* Baş prensip vücuda yabancı madde sokmamaktır. Dişmacunu kullanmamalı, yerine fırça+su+doğal tuz kullanmalı, deterjan yerine su, bulaşık fırçası tercih edilmeli, ruj, krem, deodorant vb. kozmetik ürünlerden kaçınılmalıdır.

* Alman, Japon ve Macar bilim adamlarınca kırmızı pancar, havuç, kırmızı biber, kırmızı lahana ve ısırgan gibi zengin mineral yapısına sahip gıdaların kanser tedavisinde etkili olduğu gözlemlenmiştir.

' Mevsim değişikliklerinde vücudun mineral dengesi de mevsime adapte olmak ister. Bu ise mevsimin gıdalarıni almakla olur. Örneğin kışın vücut magnezyum ve kalsiyum gibi antidepresif lahana, havuç, şalgam, kereviz, yerelması, kuru fasulye, yulaf, turunçgillerde bulunan öğeleri ister. İlkbaharda hindiba, ısırgan, ebegümeci, biber, domates gibi demir ve C vitamini içeren vücudu canlandırıcı gıdalar gereklidir. Yazları kanı sulandıran kiraz, şeftali, kavun, karpuz gibi meyveler, kalpten ölümlerin fazla olduğu sonbaharda ise üzüm, kestane, nar, ayva, elma gibi kalbi güçlendirici, potasyumlu gıdalar vücudun ihtiyacını karşılar. Sera ürünleri veya ithal değişik mevsim meyvelerine bu yüzden itibar etmeyelim.

' Kemoterapide veya diğer bir sebeble kapsüllü ilaç alırken, kapsülün içini bir bardağa boşaltıp biraz suyla içmeliyiz. Zira kapsül de sentetik ve kansorejen bir maddedir ve keınoterapik ilaçların ikincil kanser oluşturma riski taşıdıklarına dair kanıtlar olduğunu da hatırlayalım.

' Kanserin iyileştirilmesinde en önemli etken disiplinli bir şekilde iyileştirici yolları uygulamaktan geçiyor. Nefsimizi dizginleyerek bu disiplini sağlayacak irade ancak bizim elimizde.Yani alışageldiğimiz yaşam biçimimizden (arkadaş toplantıları, günler,davetler, sosyal etkinlikler ve buralarda bize zarar verecek birçok unsurdan) soyutlanmak irademizle % 100 bağlantılı. Ünlü artist Mine Mutlu bu hastalıktan bu şekilde kurtulmuş fakat iyileşince terkedip yine bu hastalıktan vefat etmişti. Unutulmaması gereken diğer bir husus da manevi huzurun hormonların çalışması, bağışıklık, sinir, sindirim sisteminin güçlenmesi ve etkinliği dolayısıyla tüm vücut üzerinde oluşturduğu olumlu etkisinin tıbbi çevrelerce de kabul edilmesi.

KANSERİ YENMEK İÇİN KULLANILACAK GIDALARIN HAZIRLIGI :

1- Buğday çimi: Birkaç avuç buğday bir kaba oda sıcaklığında (15-20) derece üzeri suyla örtülecek şekilde bırakılır. 24 saat sonra su boşaltılır. 1 gün bu şekilde bekletilir ve daha sonra hergün sadece nemlendirecek miktarda su serpiştirilir. 1-2 gün içinde filizlenme başlayacaktır. Bundan sonra uzun süre dayanması ve çabuk bozulmaması için buzdolabına konulur. Buğday filizi çok kuvvetli bir gıda olduğu için günde 2-3 çorba kaşığından fazla alınmaz. Çorba, salata ve yemeklerde çok güzel garnitür olur. Kıyaslamalı besin içeriği:

100 gram Fosfor Magnezyum Kalsiyum Beyaz Ekmek 86 0.5 14

Tam Buğ Ekmeği 200 90 50

Buğday Tohumu 423 133 45

Çimlenmiş Buğday 1050 342 71

2- Doğal tuz hazırlanması: Piyasada sanayi tipi tuz olarak torbalarda satılan sadece yıkanıp öğütülmüş doğal tuz bulamazsanız aktarlarda satılan iri kaya tuz parçalarını elektrikli kahve çekeceğinde çekecek veya havanda döveceksiniz.

3- Soya: Soyayı pişirmeden önce geceden (10 saat) ıslatacaksınız. Düdüklü tencerede 1 saat pişirip 1/2 saat bekleteceksiniz. Pişen soya piyaz olarak çok iyi yenebileceği gibi bulgur pilavıyla karıştırılarak çok güzel bir tada kavuşacaktır.

4- Kepekli pirinç: Beyaz pirince göre 10-15 dakika daha geç pişer. En kolayı 5 dakika kaynatıp 1/2-1 saat suyunu çekmesini bekleyip daha sonra 15 dakika daha pişirmektir.

5- Doğal ekmek yapımı: 2 kg. tam kepekli buğday unu alınır. Doğal tuz ve su ilavesiyle hamur haline getirilir. Sızma zeytinyağıyla sıvanmış tepsiye yerleştirilerek 20-30 dakika fırında pişirilir. Dilimlendikten sonra poşet içinde buzdolabına konulur ve hergün yenileceği miktarda ısıtılır. Doğal ekmek az miktarlarda saç üzerinde pişirilerek de yenilebilir.

6- Isırgan salatası: Toplanan veya köylülerden alınan ısırgan bir kevgirin içinde suda yıkanır. Bu sırada üstündeki cildi yakıcı karınca asidi kısmen yok olur. Lastik eldivenle doğranır, doğal yağ+doğal tuz ve limon veya doğal sirke de ilave edilince yakıcılığı tamamen ortadan kalkarak yenilecek hale gelir.

7-Alternatif salatalar: Hindiba (radika), kuzukulağı, ebegümeci, yabani semizotu, bayırturbu, madımak vb.köylülerin sattığı herhangi bir kimyasal gübre görmemiş, ilaç veya hormon taşımayan yeşil bitki, yukarıdaki gibi salata yaparak yenilir.

8- Doğal sirke: Suyu çıkartılan elma veya üzüm 15 gün bir kapta üstüne tülbent örtülerek bekletilir ve süzülürse doğal sirke elde edilir.

9- Doğal çorba: Kereviz, havuç, patates, şalgam, pancar, yerelması, domatesin suyu çıkartılıp biraz posa+doğal tuz+ baharat+sızma yağ eklenerek ısıtılır.

10- Doğal şeker: Tüm bitkisel çaylarda bal ve pekmez tatlandırıcı olarak kullanılır. Esmer ya da doğal şeker diye satılan şekerler veya tatlandırıcılara itibar etmeyin.

 
Bugün 30 ziyaretçikişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol