TARİHİ ÖRNEKLER
Alaadin Camii
Bir Selçuklu eseri olan Alaaddin camii, Sinop'un fethinden hemen sonra 1214 yılında yaptırılmıştır.Rumların Sinop'a yaptıkları saldırılarda büyük bir kısmı zarar gören camii 1268 yılında Süleyman Pervane tarafından tekrar onarılmıştır .Daha sonra Candaroğullarından Celalettin Beyazıt ve İsfendiyar Bey, Osmanlı çağında Tufan Paşa tarafından tamir ettirilmiştir . Zamanında Türk taş oymacılığının bir şaheseri olan minberi ne yazıkki büyük kubbenin çökmesi ile kırılmıştır. Sinop'a gelen Evliya ÇELEBİ Seyahatname isimli eserinde bu camii den bahsetmiş ve dünyada bir eşinin daha olmadığını yazmıştır.
Camii içinde isfandiyar oğullarının çeşitli türbeleri vardır. Camii şu anda ibadet e açıktır..
Sinop Müzesi
Sinop'ta eserleri toplıyarak bir müze düvesi teşkil etme fikri erken uyanmıştır 1921 yılında tarihi eserler toplanarak zamanın orta okulu olan mektebi idadi de toplanmıştır bundan sora çeşitli çalışmalar yapılmış ve resmi olarak 1941 Yılında Alaadin Medresesinde cumhuriyet bayramında ziyarete açılmıştır bundan sonra mekanın uygunsuz ve alan açısından yetersizliği nedeni ile 29 Ekim 1970 de vali konağı arkasına yapılan binaya taşınılmıştır
Müze binası
Galeri bölümü : Bu bölümde Prehistorik çağ pişmiş toprak Sikke koleksiyonu ve deniz fosilli amphoralar tehşir edilmektedir
1. Salon : Bu salonda anadoluda ilk devlet olan Hititlere ait eseler frig dönemi roma ve bizans çağlarına ait eserler vardır
2. Salon : Müzenin ikinci salonunda bölgenin etnografik eserleri ile giyim kuşam işleme örnekleri ateşli silahlar kılıçlar çini ve porselenler vardır
İkinci Kat : Bu bölümde kula ve gördes halı örnekleri çatmalar el yazması levha ve kuranlar fildişi kakmalı rahleler ve en önemlisi Bizans dönemine ait İkon koleksiyonudur . İsa Meryem mekekler azizler ile ilgili altın yaldız ve boya ile yapılan 27 adet ikon vardır
Sinop Müzesi türkiyenin en önemli müzelerinden biridir İkon zenginliği inanılmaz boyuttadır
Seyyid Bilal Türbesi
Selçuklular zamanında yapılan türbenin kime ait olduğu kesin bilinmemektedir. Halk arasında türbenin Seyid Bilal'e ait oldugu sanılmaktadır Bir makam türbesi olması ihtimali olan yapı sonradan Çaça türklerinden Tayboğa tarafından tamir edilmiştir. İçinde Seyid Bilal 'a adfedilen sanduka ile Tayboğa ve ailesine ait sandukalar vardır...
Efsaneye göre Seyid Bilal Hazretleri orduları ile sawaşırken birt asker başını kemiştir Seyid Bilal başını kolunun arasına alarak türbenin olduğu yere kadar gelmiştir burayada onun camii si yapılmıştır. Bunu öğrenen asker beni böyle birini nasıl öldürdüm diyerek kendini öldürmüş ve öldürmeden önce beni camii nin önüne gömün herkez üzerinden geçsin demiştir..
Tabii adamı nereye gömdüler tam bir bilgimiz yok
KaleleR

Ünlü gezgin Evliya Çelebi H. 1050 yılındı yaptığı İstanbul kenti kalesi ve camiilerine ait gözlemini şöyle yazıyor... Kale düz bir yere kurulmuş olup ili tarafını dalgalar döver Kale dikdörtgen şeklindedir Ama Boztepe burnundan bakınca gemi şeklinde görünür Günümüzde ihtişamını koruyan Sinop kalesi görülmeye değerdir
Kaleler eskiden şehrin bütün etrafını kapatırmış kapılan geceleri kapanır ve dışarda kalan dışarda içerde kalan içerde kalırmış. Günümüzde kaleler sawaşlar ve denizin etkisi ile yıkılmış durumda fakat iç deniz civarındaki ve cezaevi bölümü halan eskisi gibi ayakta canavar gibi durmaktadır
Tarihte bir çok olaylara sahne olan Sinop Kalesi bu gün eski itişamı ile Sinop'u kucaklamaktadır. Burç ve beden duvarları üzerlerindeki Selçuklu Kitabeleri ise Türk Tarihi için birer Tapu Senedidir.
|